Aromaterapi, tarih boyunca birçok medeniyet tarafından kullanılan, bitkilerden elde edilen öz yağların tedavi ve güzellik amaçlı kullanıldığı bir yöntemdir. Bu yöntem, fiziksel ve ruhsal sağlığı destekleyen terapötik özelliklere sahiptir. Aromaterapinin tarihi, eski Mısır, Çin, Roma, Arap ve Hint uygarlıklarına kadar uzanmaktadır. Önemli tıp bilginleri, örneğin İbni Sina ve Hipokrat, tedavilerinde aromaterapiyi kullanmışlardır.
Aromaterapi, esas olarak iki tür yağ kullanımını içerir: Uçucu yağlar ve sabit yağlar.
Uçucu Yağlar:
Elde Edilişi: Bitkilerin kök, yaprak, çiçek gibi çeşitli kısımlarından su buharı distilasyonu ile elde edilirler.
Özellikleri: Bu yağlar yağlı bir his bırakmaz, leke yapmaz ve genellikle şeffaf, açık sarı ya da açık yeşil renklerde olabilirler.
Değerlilik ve Saklama: Uçucu yağlar, çok miktarda bitki materyalinden az miktarda elde edilir, bu nedenle oldukça değerlidirler ve ışık almayan küçük cam şişelerde saklanırlar.
Sabit Yağlar:
Elde Edilişi: Soğuk sıkım yöntemiyle, ısı uygulanmadan elde edilirler.
Kullanımı: Uçucu yağların seyreltilmesinde kullanılırlar ve cilt bakımında oldukça yüksek faydalara sahiptirler.
Faydaları: Yüksek vitamin ve mineral içeriği sayesinde cildin nemlenmesine ve aydınlık bir görünüm kazanmasına yardımcı olurlar. Kırışıklık ve leke karşıtı özellikleri de bu yağları cilt bakımında önemli kılar.
Aromaterapi, cilt bakımından öte, zihinsel ve ruhsal rahatlama sağlama, stres ve anksiyete azaltma, uykusuzluk gibi sorunlara yardımcı olma gibi geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Ayrıca, aromaterapinin etkili bir ağrı yönetimi yöntemi olarak da kullanıldığı bilinmektedir. Bu özellikler, aromaterapiyi sadece güzellik ve vücut bakımı için değil, aynı zamanda holistik bir sağlık yaklaşımı olarak da değerli kılar.